Öne Çıkanlar

İş Dünyasında COVID Sonrası Tükenmişlik Sendromu Y Kuşağını Vurdu

Resim
 Harvard Business Review'ın desteği ile gerçekleştirilen çalışmada %70'i ekip yöneten toplam 1500 çalışan ile gerçekleştirilen anketten çıkan netice, sorunun büyüklüğünü gözler önüne sermekte. Buna göre: Çalışanların %89'u iş hayatlarının kötüleştiğini, %85'i kendilerini iyi hissetmediklerini %56'sı işle ilgili kendilerinden talep edilenlerin arttığını %62'si son 3 ay içinde sıkça kendilerini tükenmiş hissettiklerini %57'si pandeminin iş hayatını ciddi şekilde etkilediğini ve şekillendirdiğini %55'i ev iş dengesini yönetemediğini %39'u iş arkadaşları ile güçlü bir bağ kuramadığını belirtmiştir. Özellikle 1980 -1995 arası doğan Y kuşağının pandemi sonrası yaşanan tükenmişlik sendromundan en çok etkilenen kısım olduğu tespit edilmiştir. Çeviklik kavramı iş dünyasında son 10 yılda sıklıkla kullanılan bir kavram ancak iş dünyasının pandemiye bağlı çalışan psikolojisi konusunda beklenen yaratıcılığı ve çevikliği gösterememiş olması da bu sorunu büyütüyor.

Tedarik Zincirinin en Önemli Sorunu İnsan Kaynağı


MHI 2020 Raporu Yayınlandı.

 

ABD’nin en büyük malzeme taşıma, elleçleme, lojistik ve tedarik zinciri organizasyonu olan MHI, Deloitte ile birlikte hazırladığı 2020 endüstri raporunu yayınladı. Üretim ve tedarik zinciri uzman ve yöneticilerine yöneltilen soruların derlenmesi ile oluşan rapor, tedarik zincirinin resmini çekmesi, sorunların ve teknolojik değişimin ortaya konması açısından oldukça kıymetli. Toplamda 1001 katılımcı ile gerçekleşen, Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Asya’da yerleşik ağırlıklı orta kademe yönetici ve uzmanın katıldığı anket, taşıdığı istatistiki anlamla hem bugünü hem de nereye gittiğimizi gözler önüne seriyor.


Anketin aradığı en önemli cevaplardan birisi “Tedarik Zinciri’nin yaşadığı en büyük zorluklar nelerdir?”  sorusu. Cevap ise çok net şekilde “İnsan” olarak ortaya çıkıyor. Doğru tecrübe ve yetkinliklerdeki çalışanın işe alınması ve elde tutulması tedarik zincirinin yumuşak karnı. Sonrasında ise müşterinin sürekli artan fiyat/maliyet baskısı ve hız baskısı olarak ortaya çıkıyor. Yine artan rekabet ise tedarik zincirini zorlamakta.

 
Peki artan rekabette firmaları öne geçirecek, fark yaratacak ve sektörü “disrupt” edecek teknolojiler neler? İlk sırada robotik ve otomasyon geliyor.  İkinci sırada sensörler ve otomatik tanıma sistemleri (ses tanıma, görüntü tanıma). Veri analitiği ve yapay zeka da hiç tartışmasız şekilde ağırlığını korumakta.
 
Teknolojilerle ilgili beklentiyi anket net olarak ortaya koymuş durumda. Peki bugün hangi teknolojide neredeyiz, ne kadar kullanıyoruz? Bulut Depolama ve işleme, stok ve dağıtım ağı optimizasyon araçları büyük ölçüde kullanılmakta veya 2 yıl içinde kullanıma geçilmiş olacak. Yapay zeka, otonom araçlar, 3D yazıcılar ve block-chain teknolojilerinin ise 3-5 yıl içinde yaygınlaşması bekleniyor.
 
 
 
Gelelim en büyük zorluk olarak adreslenen insan faktörünün detayına. İhtiyaç duyduğumuz tecrübeli ve yetkin personel ile ilgili alt sorunlar nelerdir? Doğru adayı bulmak, doğru adayı işe alabilmek ve doğru çalışanı elde tutabilmek olarak sorunun alt başlıkları özetlenebilir. Diğer bir konu ise yüksek performanslı çalışanı elde tutmak için ona cazip kariyer seçenekleri sunamamaktan geçiyor.
 
Yüksek potansiyelli çalışanları elde tutmak başlığını biraz kırdığımızda ise karşımıza sorun olarak yüksek potansiyelli çalışanlar için rekabetin yüksek olması, rakip şirketlerden tekliflerin gelmesi, şirketin organizayonel rotasının ve sergilenen liderliğin çalışan için yetersiz olması, doğru paketlerin ve yan hakların sunulamaması ön plana çıkıyor.
 
 
Önümüzdeki 5 yılda çalışanlarımızdan hangi yetkinlikleri ve kabiliyetleri bekliyoruz sorusuna cevap olarak: proje yönetimi, liderlik, stratejik problem çözüme yetkinlikleri ön plana çıkıyor. Tedarik zinciri yönetim bilgisi, analitik, süreç iyileştirme, yalın ve 6 sigma ise bunu takip eden yetkinlik ve kabiliyetler olarak ön plana çıkmakta.
 
 
Ankette firmaların dijital olgunluğu ve farkındalığı da ölçülmüş durumda. Bu kapsamda 5 kategori belirlenmiş: Liderlik, kabiliyet, müşteri ilişkisi, çalışma ortamı, inovasyon/teknoloji. Bu 5 kategori ise 4 seviyede ölçülmüş. Uykuda (Dormant); Gelişmekte (Developing); İlerlemiş (Heightened); Yüksek (Elevated). Ankete katılanlar bu kategorilerde kendilerini 4’lü skalada değerlendirmişler ve sonuçlar oldukça ilginç:
 
 
Öncelikle 4’lü Skalaya göre bu 5 Kategori ne durumda diye bakarsak: katılımcıların %61’i dijital olgunluk seviyesini “Gelişmekte” olarak adreslemiş, %26’sı ise İlerlemiş olarak. Katılmcıların %10’u ise henüz uykuda olduklarını ve gelişime açık  olduklarını belirtiyor.
 
Detaya baktığımızda ise tablo daha net görülmekte: Kabiliyet, inovasyon ve çalışma ortamı kategorilerinde gelişim alanı çok yüksek, neredeyse katılımıcıların dörtte biri kendilerini uykuda olarak adreslemiş. Müşteri ilişkileri ve Liderlik kategorilerinde ise durum daha iyi görünüyor. Ancak her kategoride ciddi gelişim noktası olduğu görülüyor.
 
 Sonuç olarak çalışmaya bakıldığında ankete katılanların %80’i dijital tedarik zincirinin önümüzdeki 5 yıl içinde sektörü domine edeceğine inanıyor ve dijital yolculuğundaki en büyük zorluk ise doğru yetenekleri işe alabilmek ve elde tutabilmekten geçiyor.  Tedarik zinciri ekibi farklı jenerasyonlardan oluşan farklı yetkinlik ve tecrübelere sahip kişilerden oluşuyor. Organizasyonun bu farklılıkları yönetecek şekilde odağını oluşturması, ekip kurgusuna uygun kabiliyetleri takıma katması, eldeki oyuncuları yeni teknolojiye uygun eğitmesi ve kazanan organizasyonlar üretmesi liderlerin başarı yolundaki adımları olacaktır.
 
Bülent Özbay, Mart 2020

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tedarik Zinciri 2020, MIT'den 4'lü Rapor

İş Dünyasında COVID Sonrası Tükenmişlik Sendromu Y Kuşağını Vurdu